Ana içeriğe atla

27'ye veda Sare'ye mektup!



Merhaba...

İçimden 27'ye veda ederken bir yazı yazmak geçti niyesini tam bimiyorum ama doluyum içimi dökmek istemiş olabilirim…
Ve ne tesadüftür ki Sare bugün sende 27 günlüksün, ben lohusayım yani böyle yazı yazmak için tam modumdayım,
Ravza ablanla pembe köşe koltuğumuz da uyuyorsunuz…
Evet doluyum, doluydum yada adı her neyse…
Sana hamileliğimi öğrendiğimde inanamadım hatta biraz üzüldüm çünkü beklemiyor ve üs tüste hamilelik yaşadığım için yorgun düşmüştüm isyan etmedim etmemde elbette ve zaten asıl telaş etmem gereken bu değilmiş onu öğretti sevgili doktorlar niye mi?
Çünkü; doktorlar senin için demediklerini bırakmadılar yüzüme yüzüme söylediler herşeyi kalp ritminde ritim bozukluğu var bağırsağında leke var solunum sıkıntısı ile doğabilir biz böyle bebeklerin alınması taraftarıyız dediler,
Heee bir de down sendromlu olabilir dediler yüzüde yuvarlağa yakın down sendromluların genelde böyle olur dediler kısacası dedilerde dediler kuzum sana herşeyi ağladım hüngür hüngür ağladım…
ALLAH'a inanan biriyim elbette sağlıkda ondan hastalıkda elbette o da kabulüm dedim bir yanım buruk çünkü iki küçük kuzu daha var benim yüzüme bakan sen öyle doğsan sana nasıl bakarım düşündüm düşündüm ağladım…
Benim elimde yapabileceğim tek şeyim vardı dua etmek, dua ettim Rabbime sığındım ve şükürler olsun ki korkulan olmadı Rabbimden başkası bilemedi elbette ki, sen sağlıcakla geldin hoşgeldin ömrümüzden ömür yedin geldin ama şükürler olsun…
Benim de imtihanım buydu demek ki!

Bir söz var, "İnsanoğlu hep derdin en büyüğü bende sanır." ne doğru gerçekten…
Seni doğduktan sonra kardiyoloğa götürdük kalbine baktırmak için kapıda beklerken gerçekten hasta olan çoçukları gördüm halimden utandım ve şükür ettim.
Düşünsene bir anne kucağında yavrusu sapasağlam duruyor ama annesi öleceğini biliyor anne dimdik durmaya çalışıyor hikaye değil bu kuzum gerçek odadan doktor çıktı ve anne baba'nın yakınları ile konuştu önce köşeye çekti ve dedi ki; Bunlar iyi günleri, isterseniz hastane de yatsın isterseniz taburcu edelim…
Yakınları; hastanede kalsın kim bakacak evde böyle güzel, dedi.
Doktor; Anne çocuğa çok yansıtıyor, dedi.
Ve beni bir düşünme sardı, annelik gerçekten bir sanat hemde ne zor bir sanat düşünsene yavrun ellerinden kayıp gidecek ve sen bunu ona yansıtmamaya çalışacaksın gözlerine bakacaksın ve kendini tutacaksın belli etmeyeceksin belki son sarılman, belki son koklaman, belki son öpmen, belki o son teninin sıcaklığını hissetmen hastalığı tam ne bilmiyorum 4 yaşların da minnak bir kuzu çok da güzel sapsarı saçlı bir erkek çocuğu…
Evet ölüm hepimiz için elbette ama bir çocuğa olunca sanki daha bir acı daha bir zor.
9 ay karnın da ne hayallerle büyütüp getiriyorsun.
Herkesin imtihanı farklı farklı ben yazarken perişan oldum o anne bunu yaşarken ne olur Rabbim sabrını da ver o aileye, kimsenin yarın ne olacağı elbette belli değil bu günümüze şükürler olsun….
Ara da sıra da yapmamız gereken şeyler arasın da hastane ziyareti de olmalı ki şükredecek ne çok şeyimiz olduğunu hatırlayalım.
Sana ve ablalarına tavsiyem hiç birşey için kendinizi üzmeyin, kalbinizi kırmayın, birbirinize sımsıkı sarılın ve hiç bir zaman ölümü unutmayın.
Rabbim hakkımız da en hayırlısını bilendir…
Not: (Aslında ocak ayının başında yazdığım bir yazı instagram da paylaşıp daha sonra hemen silmiştim şimdi burda dursun istedim.)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antibiyotik yerine soğan suyu

‼Çocuğunuz sık hastalanıyorsa, sürekli antibiyotik ve ateş düşürücü kullanıyorsanız, kansızlığı giderecek ilaçlardan fayda göremiyorsanız ya da çocuğunuzu tabii yöntemlerle büyütmek istiyorsanız okumalısınız. Her cumartesi olduğu gibi o hafta da yeni derginin içeriğini konuşuyor, gelecek aylara dair yayın planı yapıyorduk. Konu dönüp dolaşıp çocuklarımız ve mutat hastalıklarına geldi. Bu esnada 3 yıl önce ilk çocuğunu dünyaya getirmiş muhabir arkadaşımız hepimizi şaşırtacak şeyler söylüyordu: “Kızım bu zamana kadar hiç antibiyotik kullanmadı”, “İshal ilaçlarla kesilmemeli”, “39.5' u görmeden ateş düşürücü vermek yanlış”, “Çocuklara bebek bisküvisi yedirilmemeli” gibi bilgileri sebepleriyle anlatıyordu. Bunları duymaya çok alışık değildik. Ama bilgilerin kaynağı bir çocuk doktoruydu ve arkadaşımızın kızı da oldukça sağlıklıydı. Dolayısıyla biz de kendi muayenehanesinde çocuk ve ailelere hizmet veren Dr. Hafize Erkal'ın kapısını çaldık. Antibiyotik kısır döngüsünden nasıl kurtul

Ecrin kocaman oldu etek istiyor artık biz de diktik...

İlk etek denemem diyebilirim nasıl olmuş ^_^